Arsalan Behfar: “Yazmak toplumla kurduğum bir köprü.”

Arsalan Behfar’ın kaleme aldığı “Özgürlük Labirenti” isimli eser, geçmişin gölgesinde şekillenen toplumsal çatışmaların ve özgürlük arayışının hikâyesini anlatıyor. Kalan Yayınları’ndan yeni çıkan bu eser, gelenekle modernlik, korkuyla umut, itaatle değişim arasında sıkışmış insanların mücadelesini çarpıcı bir dille gözler önüne seriyor. “Dünya çapındaki tüm özgürlük arayanlara” ithaf edilen bu roman, sadece bir tarihsel anlatı değil; her çağın ortak sorusunu soruyor: Özgürlük, gerçekten bir labirentin içinde mi saklı? Sayın Behfar ile hayatı ve eseri hakkında konuştuk.

Merhaba Sayın Behfar. Yeni eseriniz hayırlı olsun. İsminizi ilk kez duyuyorum. Benim durumumda olanlar için kendinizi tanıtır mısınız?

Arsalan ben. Adımın anlamı Türkçede bire bir Arslan ya da Aslan’dır. İran uyruklu olduğum için pasaportta Farsçadan çevrilen adım Arsalan geçiyor. 1983’te Azerbaycan (Azeri) Türkü bir anneden doğdum. Bu kitap Türkiye’deki ilk öykü eserimdir. Daha önce senaryolar üzerine çalışmış bir geçmişim var. Kitap çevirisi üzerine de çalışıyorum.

232 sayfa olan Özgürlük Labirenti’ni beğenerek okudum. Kaleminize sağlık. Roman diline bakılırsa uzun zamandan beri yazan biri olduğunuzu tahmin ediyorum fakat yine de bunu size sormak istiyorum. Ne zamandan beri yazıyorsunuz ve yazmak için bir eğitim aldınız mı?

Teşekkür ederim. Yaklaşık 10 yıldır yazıyorum. Yazmak için resmi bir eğitim almadım ama online kurslardan faydalandım ve ilgimi çeken kitaplardan ilham aldım.

Her yazarın bir yazma amacı olduğuna inanan birisiyim. Sizin için yazmak ne anlama geliyor?

Yazmak benim için toplumla kurduğum bir köprü. Kaleme döktüğüm fikirlerin ve hikâyelerin insanlara ilham vermesi, onlara yeni bakış açıları sunması benim en büyük motivasyonum. Yazdıklarımın topluma bir katkı sağlaması, yeterince doyurucu bir amaç.

Gelelim romana. Romanda dini otoritenin değişen toplumsal yapılar karşısındaki kaygılarını güçlü bir şekilde hissediyoruz. Şeyh ile Ağa arasındaki gerilim, sadece iki karakterin çatışması değil, aynı zamanda eski ile yeni arasındaki mücadele gibi okunuyor. Selzedelerin modern evler inşa etmeleri ve ortak hamamları terk etmeleri, bir tür kültürel devrim sembolü gibi. Romanda okurlarınıza vermek istediğiniz mesaj nedir?

Romanda anlatmak istediğim temel nokta, modernleşmenin yalnızca teknolojik veya maddi bir dönüşüm değil; zihinsel ve ruhsal bir devrim olduğudur. Şeyh ile Ağa’nın çatışması, toplumun kadim değerleriyle değişimin yarattığı endişe arasındaki evrensel gerginliği yansıtıyor. Okurlarımın, bireysel özgürlük ve eleştirel düşüncenin inşasının önemini görmelerini hedefledim.

Her insanın iyi edebiyattan, iyi sanattan anladığı şey farklıdır. Siz bir roman yazarı olduğunuz için size şu soruları sormak isterim. Size göre; 1) İyi roman nedir? 2) Kime iyi romancı denir?

  1. İyi roman, okuyucusuna bir hikâye anlatmanın ötesinde, derin bir fikir veya duygu evreni sunan eserdir. Okurun kafasında yeni sorular veya tutkular uyandırmalı; toplumsal ya da bireysel bir dönüşüme katkı sağlamalıdır.
  2. İyi romancı, kalemini yalnızca piyasadaki trendlere göre yönlendirmeyen, içsel sesi ve özgün bakış açısıyla eser üreten kişidir. Pazarın beklentilerinden çok, anlatacak bir fikri veya yaşanmış bir gerçeği önceliğine alan yazardır.

Söyleşi yaptığım yazarlara şu soruyu soruyorum. Çünkü dijitalleşen, yapay zekalaşan günümüzde çok tartışılan bir mesele. Romanın gelecekte hiçbir karşılığının kalmayacağını, hatta roman okumanın tamamen ortadan kalkacağını savunanlar var. Bu fikre katılır mısınız?

Yapay zeka elbette yazın süreçlerinde güçlü bir yardımcı olabilir; fikir üretimi, düzenleme veya dil işleme araçları sunar. Ancak insan hayal gücünün ve duygusal derinliğinin yerini tutması mümkün değil. Tam tersine, yapay zeka ile iş birliği yapan yazarlar eserlerini daha da zenginleştirmenin yollarını keşfedecek ve roman geleneğini yeni boyutlarla buluşturacaktır.

Arsalan Behfar’ın en sevdiği 5 yazar kimdir?

Bazı bilinmeyen yazarlar yazıları ve eserleriyle ruhumu fethettiler. Bazen ünlü bir yazarın eseri bende en ufak bir duygu uyandırmadı. Bence önemli olan eserin kendisidir, sırf onu yaratan kişi değil.

Ben eserinizi beğendim. Farklı eserlerinizi de okumayı isterim. Yayınlayacağınız yeni eserler olacak mı?

Elbette. Tamamladığım bir polisiye roman var; üzerinde titizlikle çalışıyorum ve en yakın zamanda yayıma hazır hâle getirmeyi planlıyorum.

Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Okurunuz bol olsun.

Ben teşekkür ederim. Okurlarımızın yolculuğu aydınlık olsun, sağlıcakla kalın.

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*