Serpil Mungan: “Benim için yazmak; kendimi ifade edebileceğim bir alan, dünyaya bir iz bırakmanın mutluluğu, sonraki nesillere kendimden bir şeyler bırakmanın sevincidir.”

Söyleşi: Aslı Kemal Gürbey

Bugün, Kalan Yayınları’ndan çıkan Hayallerimizin Yansıması ile okura içten, kırılgan ve bir o kadar da güçlü bir hikâye sunan Serpil Mungan ile birlikteyiz. Romanın merkezinde genç bir kadın, Rüya var. Aşkın büyüsü ile güvenin sarsılmaz ağırlığı arasında sıkışıp kalan; kalbiyle aklı arasında ince bir çizgide yürüyen bir karakter… Rüya’nın yaşadıkları yalnızca bir aşk hikâyesinden ibaret değil; aynı zamanda insanın kendine dönüşünü, iç sesini duyma çabasını ve sevmenin aslında neye dayandığını sorgulayan bir yolculuk. Serpil Mungan bu romanda modern dünyanın karmaşık ilişkiler ağına bir pencere açıyor; güvenin aşkı nasıl dönüştürdüğünü, bazen de nasıl yaralayabildiğini derin ve samimi bir dille işliyor. Biz de bugün kendisiyle hem Rüya’nın dünyasını hem de bu dünyanın ardındaki yazınsal düşünceyi konuşmak için bir aradayız. Şimdi Serpil Mungan ile söyleşimize başlıyoruz.

Merhaba Sayın Mungan. Yeni eseriniz hayırlı olsun. İlk olarak sizi tanımakla başlamak isterim.

Merhaba Aslı Hanım. Teşekkürler. Mardin’in Nusaybin ilçesinde doğdum. Orada sadece çocukluğum geçti. Liseyi Diyarbakır’da okudum, ardından şu an yaşamakta olduğum şehir olan İzmit’e yerleştik.

Hayallerimizin Yansıması isimli romanınız 225 sayfa. Okuması rahat, sürükleyici ve keyifli bir kitap. Şu iki sorunun yanıtını merak ediyorum: Ne zamandan beri yazıyorsunuz? Yazmak için bir eğitim aldınız mı?

Ben on iki yaşından beri şiir yazıyorum. Düz yazıya şiirden sonra başladım. Yazmak için herhangi bir eğitim almadım. Bence doğuştan var olan bir özellik. Edebi yazılar bilimsel yazılar gibi belli bir eğitim ya da araştırmaya dayalı yazılmıyor. Yaratıcılık, hayal gücü ve duygu gerektiriyor. Okuduğum kitapların etkisi olmadığını söylemiyorum, onların sadece bir katkı sağladığını düşünüyorum. Şiirlerimi ve felsefi yazıları ilhamla, normal düz yazıları ise düşünerek yazıyorum.

Kitabınızı beğenerek okudum. Sadece roman konusunu değil, felsefi ve psikolojik analizlerinize de bayıldım. Tüm bunlar eser üzerinde epey incelikli bir çalışma yaptığınızı gösteriyor. Bu temelde iki sorum olacak: 1) Hayallerimizin Yansıması’nı yazma fikri nasıl ortaya çıktı? Eseri ne kadar sürede yazdınız?

Teşekkürler. Benim ilk çıkardığım kitap şiir kitabı. Bunun yanında bir de roman yazmak istedim. Şiir belli bir ahenkle yazıldığından, ne kadar uzun olursa olsun, duygu ve düşüncelerde bir sınırlama gerektiriyor. Yazmak istediklerimi ortaya dökmek için bu kitabı yazma kararı aldım. On beş ayda kalemle yazdım. Bilgisayara yüklemek, düzenleme yapmak daha fazla zaman aldı. Yayına hazır hâle gelmesi de bildiğiniz üzere ayrı bir zaman gerektiriyor.

Her yazarın bir yazma amacı olduğuna inanan birisiyim. Sizin için yazmak ne anlama geliyor?

Benim için yazmak; kendimi ifade edebileceğim bir alan, dünyaya bir iz bırakmanın mutluluğu, sonraki nesillere kendimden bir şeyler bırakmanın sevincidir.  

Kitabın girişinde ‘Bazı insanların kendine geç kaldığı gibi ben de kendime geç kaldım.’ diyorsunuz. Bu cümleyi kurarken aslında neyi hissetmiş veya neyi kastetmiştiniz?

Kendimize geç kalmak, dünyada yaşayan birçok insanın ortak sorunu. Kendini erken tanıyıp o yönde ilerleyen şanslı insanların az olduğuna inanıyorum. Kendini keşfeden her insan kendine uygun bir yeteneği olduğunu görebilir. Ben de çocukluğumdan beri yazma isteği olduğu hâlde bunu türlü nedenlerle hep erteledim ve bunun asıl yapmak istediğim şey olduğunu geç anladım.

Rüya’ya baktığımızda; Murat’ı hem yakışıklı, zeki ve etkileyici buluyor hem de ona büyük bir aşk duyuyor. Yine de güvenemediği için ilişkiyi bitiriyor. Bu da aşkın temelinde yoğun duyguların değil, güvenin durduğu fikrini güçlendiriyor. Siz bu tartışmada hangi taraftasınız: Aşkı ayakta tutan şey gerçekten güven midir, yoksa duygu mu?

Sırf duyguya dayalı aşk temelsiz kalacağından, zamanla aşkın yarattığı duygulardaki yoğunluk azalacağından dolayı aşkı ayakta tutacak herhangi bir neden kalmayabilir. Tabii sırf mantığa dayalı, sevgisiz ve duygusuz bir ilişki de tek başına bizi mutlu etmez. İkili ilişkilerde duygu ve mantık dengesini iyi kurmak gerekir. Bu durum herkes için kolay değil. Yaş olgunluğu ve tecrübе gerektirir.

Rüya’nın Murat’a güvenemeyip uzak durmasına karşın, yazın esen bir meltem gibi hayatına giren Erdem’e kısa sürede gönlünü ve güvenini açması… Bu mutlu sona giden yolda Erdem’in sevgiyle yoğrulmuş ama şımartılmamış çocukluğunun, erken yaşta edindiği sorumluluk bilincinin payı büyük. Peki sizce bir insanın köklerini oluşturan bu geçmiş dokusu, aşkın kaderini ne ölçüde belirler?

Her konuda olduğu gibi ikili ilişkilerde de yetişme tarzımız büyük önem taşır. Güvenin ne olduğunu yaşamamış ve bu nedenle bilmemiş bir insan başkasına da güven veremez. Herkes kendi karakterine göre sever. Bu nedenle sağlam bir ilişki sağlıklı bir karakter gerektirir.

Her insanın iyi edebiyatı ve yazarlığı tanımlama biçimi farklıdır; kimine göre yazar duygulara tercüman olan biridir, kimine göre topluma ayna tutan ya da değişimi tetikleyen bir düşünürdür. Sizce yazar kimdir, onun en temel sorumluluğu nedir ve iyi bir yazarı diğerlerinden ayıran asıl özellik ne olmalıdır?

İyi bir yazar olabilmek için bir insanın öncelikle kendisini, sonra da hayatında yer almış insanları çözmüş olması gerekir. Bunun yanında okuyup araştırarak beynini beslemesi, gündemi takip etmesi lazım. Bu yoldan birçok duygu ve düşünceye ulaşmak mümkün. Öncelikle bir insanı anlamak büyük önem taşır.

Serpil Mungan’a en sevdiği 5 yazar ve 5 eser ismini sorsak yanıtı ne olur?

Çocukluğumdan beri çok okuyan biriyim. Ve okumak için seçtiğim bütün kitapları severek okudum, onlarda kendimden bir şeyler buldum. Bu yüzden bu soruya cevap vermek zor olsa da beni etkileyen 5 yazar ve kitap ismini belirtiyorum.

Eyvind Johnson – Saltanat Günleri

Jean Paul Sartre – Akıl Çağı

Ernest Hemingway – Çanlar Kimin İçin Çalıyor

Yaşar Kemal – İnce Memed

Zülfü Livaneli – Serenad

Vakit ayırıp sorularımı yanıtladığınız için teşekkür ederim. Eserinizin yolculuğu uzun ve ilham verici olsun.

Bu güzel söyleşi için asıl ben teşekkür ediyor, iyi çalışmalar diliyorum.

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*