Sinan Doğan Aladoğan: “Hayatı değerli ve anlamlı kılan okumak ve yazmaktır.”

Söyleşi: Aslı Kemal Gürbey

Sinan Doğan Aladoğan’ın, “Şiir Vardır Denemesi Bedava!” isimli eseri Kalan Yayınları’ndan yeni çıktı. Şiirle denemenin kesiştiği,  kelimenin anlamla yeniden doğduğu bir kitap: Şiir Vardır Denemesi Bedava! Sinan Doğan Aladoğan,  bu kitabında hem şiiri hem düşünmeyi,  hem şiir teorisini hem pratiğini,  hem de kendini aramanın inceliklerini paylaşıyor. Mersinli bir yazar olarak yıllardır edebiyatın içinde yaşayan Aladoğan’la,  şiirin bugünkü yerini,  yazma serüvenini,  topluma ve insana bakışını konuştuk.  

Merhaba Sayın Aladoğan.  Yeni eseriniz hayırlı olsun. Sanırım eseri ilk okuyanlardan biriyim. Doğrusunu söylemek gerekirse isminizi de vesileyle duymuş oldum.  Kaleminize sağlık.  İlk olarak sizi tanımakla başlamak isterim.

İsmim Sinan Doğan Aladoğan. Mersin doğumluyum. Ortaokul yıllarından beri,  okuma ve yazmaya hevesli biriydim.  Sonrası geldi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Okul Öncesi ve Eğitim Bölümünden 2001 yılında mezun oldum. Sürekli bir araştırma içerisinde oldum. Özellikle şiire karşı özel bir ilgim var ama edebiyatın diğer türlerinde de eserler vermek istiyorum.

Sinan Bey, 59 sayfa olan “Şiir Vardır Denemesi Bedava!” isimli eserinizi beğenerek okudum.  Eserde kullandığınız dile,  kavram,  yorum ve eleştirilere bakılırsa edebiyat ile,  okumak ile,  yazmak ile,  şiir ile özel olarak ilgilendiğiniz,  bu dünya ile hayli zamandır içli dışlı olduğunuz hemen anlaşılıyor. Bu spesifik dünyada ne bulduğunuzu merak ediyorum?

Albert Camus’nun ifadesiyle; hayat anlamsız fakat biz onu yaşarken mutlu olabiliriz. Hayatı anlamlı hale getirebiliriz. Bu noktada edebiyat ve sanat benim yol göstericim olmuştur. Kendimi yazarak da ifade edebildiğimi fark ettim küçük yaşlarda ve devam etti,  edecekte. Bu spesifik dünyada ne buldum derseniz; edebiyat ve sanatla hayata tutunmak ve üretmek bulduğum şey. Hayat benim için çok değerli ve de anlamlı onu bu hale getiren şeyse de okumak ve yazmak.

Şiir Vardır Denemesi Bedava!” çok ilginç bir isim görünüyor ama burada bir kinaye saklı sanıyorum.  Bu başlık nereden çıktı,  nasıl doğdu,  neye gönderme yapıyor?

Öyle uzun uzadıya düşünmedim açıkçası birden aklıma geldi. Kinayeli evet, birçok anlama geliyor. Şiir var ve deneme kitabı elinizde, okuması bedava, ayrıca yazması. Şiir vardır, elinize kâğıt kalem almanız yeterli, o anlamda denemesi bedava!

Yazarken bir kural koyarak yazdığınıza inanıyorum. Mesala kitabınızda küçük harf kullanımı tercih edilmiş; yer yer yerleşik imla düzenine karşı çıkılmış.  İnsan en başta bunu yazım hatası var sanıyor ama okudukça bunun tercih edilmiş ustaca bir üslup olduğunu anlıyor.  Neler söylemek istersiniz?

Kesinlikle öyle, yazarken daha özgür hissetmemi sağlıyor, kurallara karşı biraz antipatim var açıkçası özellikle anlamsız kurallara, o yüzden kendimce farklı bir üslup oluşturdum.

‘Yakalamak ama Neyi?’ başlıklı denemenizde önemli bir tartışma var.  Bu denemeyi baz alarak şu soruyu sormak istiyorum: Bazılarına göre “şiirin okuru hemen yakalaması gerekir” fakat bazılarına göre ise “okurun şiiri zamanla yakalaması mı daha değerlidir”.  Siz bu tartışmada nerede yer alırsınız?

Okurun içinde bulunduğu haleti ruhiyesi önemli bazen şiir okuru birden içine çeker bazen de tam tersi zamanla yakalar,  her ikisi de doğru geliyor bana.

Herkesin ‘iyi şair’ ve ‘iyi şiir’ anlayışı farklıdır.  Sizin için iyi şair kimdir,  iyi şiiri ne belirler?

Tesadüfen İlhan Berk şiiriyle tanıştım, ikinci yeni şiirine ilgi duymamı sağladı. Bir dönem sadece İlhan Berk şiiri okudum, araştırdım, inceledim, öykündüm. Sonraları diğer şairler ve bir dönem sonra düşünce şiiri içerisinde buldum kendimi. O da beni Edip Cansever’e götürdü. İyi şiir bazen üzerinde düşünülen bazen hissetmemizi sağlayan bazen de ezberlenebilen şiirdir. Ama benim şairim kim derseniz seçmek zor ama Edip Cansever ve İlhan Berk’tir.

Sinan Bey,  bir şiirsever olarak şu soruyu size sormak isterim: Eskiden şiir defterlerde saklanırdı, şimdi Instagram hikâyelerinde kayboluyor. Sizce toplum mu şiirden uzaklaştı,  yoksa şiir mi sosyal medyanın hızına ayak uyduramadı?

Aslında sosyal medyada fazlaca şiir paylaşılıyor, oradan bakıldığında her üç kişiden beşi şair. Evet defterlerde saklanırdı, halen öyle yazan şairler vardır. Ama günümüzde şiirin sorunu nitelik sorunu. Sosyal medyanın iyi tarafları da var ulaşmak noktasında ama fazlaca şiirimsi şeyler çıkıyor, bu beni açıkçası üzüyor. Herkes şiir yazamaz. Bir bilgi birikimi gerekli.

Bir imza gününde olduğunuzu hayal edin.  Genç bir okurunuz söz hakkı alıp size şöyle bir yorum yapsa, okurunuza yanıtınız ne olurdu? “Sosyal medyanın hız çağında,  şiir insanın derin tarafına dokunamıyor. Çünkü şiirle toplum arasındaki bağ yavaş yavaş çözülüyor.  Çünkü sosyal medya gerçekliği,  dijitalleşen,  yapay zekâlaşan bir gelecek içinde yaşıyoruz. Edebi eserlerin gelecekte hiçbir karşılığının kalmayacağını,  hatta edebiyatın bile tamamen ortadan kalkacağını düşünüyorum.”

Huxley’e göre “bir dönem kitaplar yasaklanmış, hatta yakılmış. Yüzyılımızda kitap okuyan kalmayacak, çünkü kimse kitaba ihtiyaç duymayacak’’ sözüne katılmamak mümkün görünmese de tam tersi de olabilir. Çok fazlaca da kitaba,  özelinde edebiyata ilgi artabilir. Yapay zekâ bu konuda bizlere yardımcı olabilir.

Sinan Doğan Aladoğan’a en sevdiği 5 yazar 5 eser ismini sorsak yanıtı ne olur?

En sevdiğim yazarlar:

1-Mario Vargas Llosa-Katedralde Sohbet

2-Orhan Pamuk-Cevdet Bey ve Oğulları

3-Vedat Türkali-Kayıp Romanlar

4-Ahmet Büke-Deli İbram Divanı

5-Dostoyevski-Suç ve Ceza

Size son sorum da şöyle olsun Sinan Bey: Zihninizde işlediğiniz ve yakında kitap olacak yeni projeleriniz var mı?

Elbette ki var. Şiir kitabı (Eko-Yankı), Roman; Kasabada Cinayet, Öykü; Son Kuşlar.

Vakit ayırıp sorularımı yanıtladığınız için teşekkür ederim.  Eserinizin yolculuğu uzun ve ilham verici olsun.

Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, Aslı Hanım.

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*