Aynur Erişir: “Şiir; hissedilen, tecrübe edilen duyguların, yaşanmışlıkların dile geliş biçimidir.”

SÖYLEŞİ: Aslı Kemal GÜRBEY

Aynur Erişir’in, “Ömrümden Ömürler” isimli şiir kitabı bu hafta Kalan Yayınları’ndan çıktı. Aynur Erişir, Londra’da yaşıyor. “Ömrümden Ömürler” onun ilk eseri. Şairimiz ile kitap hakkında söyleşi yaptık. Buyurun söyleşimize…
Merhaba Aynur Hanım. Arı duru bir şiirlerden oluşan bir kitap yazmışsınız. Eseriniz hayırlı olsun. Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtarak başlamak istiyorum. Aynur Erişir kimdir?

1966 Afşin doğumluyum. çocukluğum ilk okul üçüncü sınıfı bitirene kadar Ceyhan’da geçti. Dördüncü sınıfı okumadan beşinci sınıfa atlatıldım. Beşinci sınıfı köyümde okudum (Afşin “in Ağcaşar köyünde). Köyde orta okul olmaması nedeniyle orta biri halamların da köyü olan Kaşanlı köyünde okudum. Orta ikinci sınıfı İzmir’de okudum. Gençliğim İzmir’de geçti. Babamı erken yaşta kaybetmek hep çok başarılı olduğum okul hayatımı bırakmamı gerektirdi. Bu arada yedi yıl boyunca sıtma hastalığıyla savaştım ve lise ikinci sınıfta okulu bıraktım, çalışmaya başladım. Evli ve üç çocuk annesiyim. 35 yıldır Londra’da yaşamaktayım.

Basılı ilk eseriniz olduğu için mutlu, heyecanlı ve gurur dolu olduğunuzu tahmin ediyorum. Duygularınızı öğrenebilir miyim?

Farklı bir mutluluk ve heyacan ve güzel bir tecrübe oldu benim için. Her ne kadar henüz on beş on altı yaşlarımda şiir yarışmalarında derecelere girmiş olsam da, kitaplaştırmak başka güzel ve heyecanlı duygular yaşattı bana.

Sanırım kitabınızı ilk okuyanlardan biriyim. Şiirlerinizi beğenerek okudum. Bugüne kadar niçin yazmamış diye de kendi kendime düşündüm. “Ömrümden Ömürler” adlı şiir kitabınızın ortaya çıkış sürecinden bahsedebilir misiniz? Hangi duygular ve düşünceler şiirlerinizin kitaba dönüşmesinde etkili oldu?

Ömrümden Ömürler, ismini bir şekilde hayatıma dokunmuş, hissettiklerimi kalemle buluşturmuş duygu yoğunluklarımın sonucu meydana çıkan hayatın gerçekleri olması bakımından bu ismi uygun buldum diyebiliriz kısaca.

Herkesin şiire başladığı bir olay, bir takvim vardır. Şiir yazmaya ilk ne zaman, nerede başladınız? Sizi şiire yönlendiren temel motivasyon neydi?

Şiire ilk okulda başladım desem yeridir, boş bulduğum her kağıda mısralar veya küçük hikayeler yazar, çocukları başıma toplar, heyecanla okurdum. Çukurova’nın, Ceyhan’ın, Sıtma’nın Babamın ve Yaşar Kemal’in büyük etkisi oldu diye düşünüyorum ve tabiki okumaya olan aşkımın, sevgimin…

Şiir yazmanın anlamı her şaire göre değişiyor. Şair olmanın tanımı da. Size göre şair ve şiirin ne gibi anlamları olduğunu merak ediyorum? Bu temelde size iki sorum olacak: 1) Size göre şiir nedir? 2) Şair kimdir?
Şiir hissedilen, yaşanan, fark edilen, tecrübe edilen ve insanın içinden taşan duyguların, yaşanmışlıkların dile geliş biçimidir; insanın içinde dolup taşan her türlü duygunun bir şekilde anlatım şeklidir. Bana göre etrafında veya gözünün gördüğü, kulağının duyduğu, yüreğinin hissettiği ve farkında olduğu tüm yaşanmışlıklara doğaya, tüm canlılara, hislere, duygulara karşı yüreği ve kalemi duyarlı kimseler şairdir kısacası.

Kitabın adı olan “Ömrümden Ömürler” güçlü bir imgesel çağrışım yapıyor. Bu imge neyi ifade ediyor?
Gerek profesyonel olarak çalışma hayatımda gerek gönüllü olarak çalışma hayatımda uzun yıllar birebir insanlarla çalışma fırsatım oldu (tercümanlık ve danışmanlık). Bu beni çok derinden etkiledi diyebilirim. Bu kitabımdaki hemen hemen tüm şiirler bu döneme aittir ve acı, tatlı, dramatik yaşanmışlıklara şahitliktir bir anlamda bu şiirler. Kısacası kitabımın ismini “Ömrümden Ömürler” olmasının nedeni budur.

Şiirlerinizde özlem, nostalji ve geçmiş zamanın izleri yoğun hissediliyor. Neler söylemek istersiniz?
Hep daha iyi bir hayat için yollara düşeriz, bu bazen bir köyden kasabaya olur, şehirden şehire veya bir ülkeden başka bir ülkeye, sanrım ben farkına erken varanlardanım; bir şeyler kazanırken bir şeyleri de kaybediyorsunuz. En çok etkilendiğim konuysa büyüklerimizin asırlarca saklayıp, koruyup bizlere ulaştırdıkları bir sürü değerimizden çoğu zaman farkında olmadan hızla kopmamızdır. Ve zaman geri dönüşü ve telaffuzu olmayan bir kavramdır, tabi birde hayatın hengamesinde gözlerimizin önünde kayıp gidenler var.

Türk şiirinde size ilham veren isimler kimler? Onlardan öğrendiğiniz en değerli şey neydi?
Nazım Hikmet, Can Yücel, Ahmet Arif, Cemal Süreyya, Sebahattin Ali, Pir Sultan Abdal, Özdemir Asaf …
Yaşadıkları dönemi çok iyi irdeleyip analiz etmeleri, yüreklerini konuşturmaları, en ağır koşullarda dahi kalemlerini bu kadar güçlü konuşturabilmeleri beni hep çok etkilemiştir.

“Ömrümden Ömürler” kitabınızı hazırlarken sizi en çok zorlayan şey neydi? Yayın sürecinde ne tür deneyimler yaşadınız?
Yayın sürecinde fazla zorlandığımı söyleyemem. Yayınevi özellikle Yılmaz Bey her konuda adım adım rehberlik etti diyebilirim.

Zannediyorum “Ömrümden Ömürler” bir bitiş değil, bir başlangıç. Bu temelde iki sorum olacak: 1) Bundan sonra nasıl bir yazın yolculuğu planlıyorsunuz? 2) Farklı türlerde de eser vermeyi düşünüyor musunuz?

Hayır kesinlikle bir başlangıç, yazıp yazıp bir kenarda tuttuğum binlerce gerçek yaşanmışlık öyküleri var sırada. Şiirler ve de çocukluktan beri en büyük tutkum olan yazdığım çocuk masalları… Tüm bunları yazıp okuyucuyla buluşturmayı ümit ediyorum.

Söyleşiyi sonlandırırken okurlarınızın bol olmasını diliyorum. Bana zaman ayırdığınız için de ayrıca teşekkür ederim.
Ben size ve şahsınızda Kalan Yayınları’na çok teşekkür ederim.

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*