
SÖYLEŞİ: Aslı Kemal Gürbey
Filiz Songül Kara, “Meleğin Dünyası” isimli şiir kitabının yazarı. Kitap bu hafta Kalan Yayınları’ndan çıktı. Yazar ile kitabı hakkında söyleşi yaptık. Buyurun söyleşimize…
Merhaba Filiz Hanım. Yeni eseriniz hayırlı olsun. Öncelikle kim olduğunuzu okurlarımıza tanıtarak başlayalım?
Merhaba, ben Filiz Songül Kara Karabük Kardemir AŞ. Fabrikasında çalışıyorum. Ben 40’lı yaşlarımda iki evladıma annelik yapıyorum. Karabük ilinin Eskipazar ilçesinde dünyaya açtım gözlerimi. Bu serüven genç kızlığımdan beridir devam ediyor, günlük yazarak başladığım bu yolda, daha sonrasında hayatımda tecrübe ettiğim yaşantıları kaleme döktüm. Sizlere bana olan desteklerinizden dolayı teşekkürü borç bilirim.
Meleğin Dünyası’nı aşka, hasrete ve özleme adanmış bir şiir kitabı olarak tanımlıyorum. Kitabın başından sonuna kadar okuru sarıp sarmalayan bu duygusal yolculuk nasıl bir ilhamla ortaya çıktı?
Kaleme dökmüş olduğum ve aşka adanmış bu kitabımın tüm okurlarıma armağan olmasını temenni ediyorum. Yürekten, savunmasız ve her şeyi ardına alıp daima sevdiği için yürüyen değerli okurlarım, belirtmek istiyorum ki benim ilham kaynağım oldular.
Kitabınızda, sevdanın güçlü yönleri ve ayrılıkların insan ruhundaki etkileri üzerine yoğunlaşıyorsunuz. Bu tür duyguları mısralarınıza taşırken kendi deneyimlerinizi şiire yansıttığınız anlaşılıyor. Sanırım Meleğin Dünyası’ndaki melek siz oluyorsunuz. Melek ifadesi şiirlerinizde de çok geçiyor. “Melek” figürü, sizde nasıl bir anlam taşıyor?
Melek figürü, tertemiz ve duru sevginin bir sembolü aslında benim için. Bende bu sembolü kullanarak yarım kalan sevdalara, yaşanamayan aşklara ve melek gibi bembeyaz duygularla sevenlere adadım kitabımı.
Şiirlerinizde, sevdanın güçlü yönleri, ayrılıkların insan ruhundaki etkileri dahası sevgiyle yoğurulmuş bir acı var. Kitabınızı okuyan birinin ne tür duygularla baş başa kalmasını bekliyorsunuz?
Şiirlerimde sevgi ve aşkın, gerçekten sevecek yürekler için olduğunu anlatmaya özen gösterdim. İnsan benliğini heyecan ve mutluluk ile dolduran aşk nasıl var ise, tüm benliğini hüzne boğan ayrılık ta bir o kadar var maalesef. Bu insanları paramparça eden ayrılığın içinde nefreti ve aşkı aynı anda barındırdığını söylemek istiyorum aynı zamanda saygı ile başlayan aşk, bu duyguyu kaybetmeden bitmeli. Saygı aşkın da ayrılığın da ortak paydasıdır ve varlıkta da yoklukta da hayatın her durumunda bunun kabullenilmesini temenni ederim.
Kitabın adından da anlaşıldığı üzere, Meleğin Dünyası bir sevda hikâyesi anlatıyor. Size göre aşk nedir, gerçek aşk var mıdır?
Kendini unutup sadece sevdiği için yaşamak, kendini bu sevdaya adamak işte bunun adı aşktır, gerçekliğinin ve varlığının sorgulanamaz olduğunu düşünüyorum, aşk olmasa bu şiirler nasıl yazıya dökülürdü değil mi?
Meleğin Dünyası sizin ikinci şiir kitabınız. İlk kitabınızla kıyasladığınızda, bu süreçte şiir yazma tarzınızda bir değişim veya gelişim gözlemlediniz mi?
Ben yazmış olduğum iki kitabımda da gerçek bir aşk hikâyesinden esinlendim ve her iki kitabımda da bunu okurlarıma hissettirmek istedim.
Söyleşiyi sonlandırırken okurlarınızın bol olmasını diliyorum. Zaman ayırdığınız için de ayrıca teşekkür ederim.
Öncelikle bu güzel söyleşimiz için sizlere teşekkür ederim, belirtmek isterim ki benim şiirlerim sonsuzdur, aynı esinlenmiş olduğum aşk gibi, bu da demek oluyor ki şiirlerimi yazmaya ve okurlarıma sunmaya devam edeceğim. Saygılarımla…
Leave a Reply