
Söyleşi: Aslı Kemal Gürbey
Merhaba Mahmut Bey. Yeni eseriniz hayırlı olsun. Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtarak başlamak istiyorum. Mahmut Kaya ya da mahlası ile ÂŞIK KASVETÎ kimdir?
Ben, 1948 yılında Elbistan’da doğdum. İlk ve ortaokul tahsilimi Elbistan’da yaptıktan sonra lise tahsilimi Kahramanmaraş’ta tamamladım. 1971 yılında askerden geldiğimde, açılan bir memuriyet sınavına girerek memuriyet hayatına atıldım. 25 yıl süren memuriyetimin ardından emekli oldum. Hâlâ Ankara’da ikamet etmekteyim.
Arı duru bir Türkçe ile yazılmış şiirlerinizi beğenerek okudum. Mahmut Bey, şiire olan ilginizin nasıl başladığını öğrenmek isterim?
Şiir yazmak, aşık olmak gibi herhangi bir fikrim yoktu. Bir gün düşünürken içimden bazı kelimeler geçirdim, hani insan bir sıkıntıya düştüğünde bir şey mırıldanır ya içinden, işte o şekilde aklıma gelenleri birleştirdiğimde şiir yazmaya başladım. Bununla ilgili bir mısra şiirimi söylemek isterim:
Kasveti olur mu insan boşuna,
Bu hayatta geldi başıma.
Karışılmaz şu feleğin işine,
Gönül bulut bulut, gözden yaş gelir.
Bunlar benim sermayemdi. Bilindiği üzere, sermayesiz hiçbir şey alıp satamazsın.
Kasvetî mahlasını seçmenizin özel bir sebebi olduğunu zannediyorum. Hayatınızdaki hangi deneyimler bu ismi benimsemenize sebep oldu?
Yaşantım, küçüklükte gam ve gasafet içinde geçti. Babasız ve annesiz büyüdüm. Geçen yıllarda bunu doğruladı ve ‘Kasveti’ ismi kendiliğinden geldi.
Hece vezni ile yazmak Şad Olur II’ye ayrı bir lezzet katmış. Şiirlerinizde genellikle hece veznini tercih ettiğinizi gördüm. Hece vezninin sizin için özel bir anlamı olduğunu zannediyorum. Neler söylemek istersiniz?
İnanın, benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Zaten ben düşünerek şiir yazmıyorum; aklıma gelenleri yazıya döktüğümde, bu şekilde bir sonuç ortaya çıkıyor.
Şad Olur II’yi sıkılmadan keyifle okudum. Bunun bir nedeni de şiirlerdeki atasözü ve deyimler. Şiirlerinizde deyimler, atasözleri ve yerel söyleyişleri sıkça kullanıyorsunuz. Bu unsurların şiirinizdeki yerini ve önemini nasıl açıklarsınız?
Atasözlerine ben hep değer vermişimdir, çünkü hepsi bir deneyim neticesinde söylenmiş sözlerdir. Onun için hayatımda da büyük bir yeri vardır.
Günümüzde halk şiirinin yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce halk şiiri, modern edebiyat içinde hak ettiği değeri görüyor mu?
Aslında halk şiirleri, hayatımızın ve yaşantımızın içinde her zaman olmuştur. Maalesef şu anda, günümüzde o kadar yerinin değerli olduğunu zannetmiyorum.
Şu iki sorunun yanıtını da merak ediyorum. 1) ÂŞIK (Ozan) kimdir? 2) ÂŞIK (OZAN) olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz neler olurdu?
Aşık, halktan aldığını tekrar halka veren kişidir. Bunun adına biz ozan diyoruz. Gençlere tavsiyem ise, aşıklık kendiliğinden gelen bir duygudur; bu, bir nasihatle, tavsiyeyle olacak bir şey değildir.
Türk Şiirinin geleceğini nasıl gördüğünüzü de merak ediyorum.
Temenni ederim ki çok iyi olsun. Bu konuda biraz karamsar düşündüğümü belirtmek isterim.
“Şad Olur II” okurla buluştu. Bundan sonra nasıl bir yazın yolculuğu planlıyorsunuz? Yeni çalışmalarınız olacak mı?
Yaşadığım müddetçe elbette olacak. Ben, acılarımı, sevinçlerimi, gamımı, tasamı şiirlerle ifade ederim; şiirlerle ağlar, şiirlerle gülerim.
Leave a Reply