Savaş Aydoğdi: “Ben aşkın imkânsız olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü bana göre aşk, kavuşamamak demektir.”

SÖYLEŞİ: Aslı Kemal GÜRBEY

Tiyatro, insan ruhunun en derin yaralarını sahneye taşıyan, zamanın ötesine geçen bir sanat dalıdır. Savaş Aydoğdi’nin kaleme aldığı Rınde ile Jiyan, büyük bir aşkla birbirine bağlı iki gencin trajik hikâyesini anlatıyor. Jiyan’ın öldürülmesi ve Rınde’nin başkasıyla evlenmek zorunda kalması, törelere boyun eğmenin ve aşkın imkânsızlığının sarsıcı bir anlatımı olarak karşımıza çıkıyor. Yazar Savaş Aydoğdi ile bu dokunaklı oyunun yazım sürecini, ilham kaynaklarını ve tiyatro sanatına dair görüşlerini konuştuk.

Merhaba Savaş Bey. Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Savaş Aydoğdi kimdir?

1981 Diyarbakır doğumluyum. 22 yıldır Türkiye Jokey Kulübü bünyesinde yarış atı antrenörlüğü yapıyorum. 25 yıldır edebiyatın farklı disiplinlerinde yazıyorum. Asıl ilgi alanım sinema ve tiyatro. Otuzun üzerinde kısa metraj film senaryosu, dört uzun metraj film senaryosu yazdım. Beş kısa film çektim. Öykü, deneme ve anı türlerinde de yazmaya devam ediyorum.

Tiyatro sizin için ne ifade ediyor? Bu sanat dalına yönelmenizde etkili olan faktörler nelerdi?

Tiyatro benim için hayatı anlama ve anlamlandırma çabalarından biri. İnsanın doğayla ve kendisiyle olan ilişkisini tiyatro aracılığıyla anlatmayı denemek beni bu sanata yöneltti.

Rınde ile Jiyan’ın konusu oldukça çarpıcı. Bu oyunu yazmaya nasıl karar verdiniz? Bu hikâye sizin için ne ifade ediyor?

Böyle bir aşk hikâyesi anlatmayı uzun zamandır istiyordum. Yıllar önce oluşturduğum taslağı dosyalarım arasında buldum. Okuduğumda beni çok etkiledi ve heyecanlandırdı. Bu duygularla yazmaya karar verdim.

Jiyan’ın ölümü ve Rınde’nin başkasıyla evlenmek zorunda kalması… Aşkta kavuşamamak edebiyatta sık işlenen bir tema. Sizce aşk her zaman bir bedel ödemeyi mi gerektirir?

Ben aşkın imkânsız olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü bana göre aşk, kavuşamamak demektir.

Bazıları tiyatronun artık modasının geçtiğini söylüyor. Bu görüşe katılıyor musunuz?

Kesinlikle katılmıyorum. Shakespeare’in evrenselliğini yitirmeyen tragedyaları, Çehov’un oyunları var. İnsanlık var oldukça tiyatro da var olmaya devam edecektir.

Rınde ile Jiyan sahnelenmeyi hak eden bir oyun. Sahnelenecek olsa hangi yönetmen ve oyuncuları görmek isterdiniz?

Oyunun sahnelenmesini çok isterim elbette, ancak oyuncu ve yönetmen konusunu hiç düşünmedim açıkçası.

Son olarak, Türk toplumunun sanata ve tiyatroya bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye özelinde değil, genel olarak şunu söyleyebilirim: Toplum-sanat ilişkisini egemen güçler belirler. Ancak iyi eserler er ya da geç mutlaka karşılık bulur. Eğer bir eser gerçekten iyiyse, tüm sanat dallarında olduğu gibi, toplum tarafından kabul görecektir.

Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

Ben teşekkür ederim.

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*