Nilgün Babacan: “Edebiyat güzel bakmak, güzel düşünmek ve güzel konuşmaktır.”

SÖYLEŞİ: Aslı Kemal Gürbey

Nilgün Babacan “Her Şey İnsan İçindi” adlı eseriyle okurlarıyla buluştu. Kalan Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan eserin yayınlanmasının ardından bizde bu güzel eserin yazarı Nilgün Hanımla keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Merhaba Nilgün Hanım; öncelikle yeni eserinizin çıkmasından dolayı sizi kutluyorum.
Sizi tanımakla başlayalım söyleşimize, Nilgün Babacan kimdir?

1965 yılında Artvin ilinin Yusufeli ilçesine bağlı Kılıçkaya nahiyesinde dünyaya geldim. Çocukluğum ve eğitim hayatım Erzurum merkezde geçti. Meslek yaşamımı da yine Erzurum merkezde tamamladım. 1980’li yıllarda yazmaya başladığım şiir ve yazılarımın artık gün yüzüne çıkması gerektiğini düşünerek, ilk kitabım Ağlayan Kadın’ı yayımladım. 2025 yılı Nisan ayında ise 11 hikâyeden oluşan Her Şey İnsan İçindi adlı kitabımla okuyucularımın karşısındayım.

Bir hayli zamandır yazıyorsunuz. Evvelce bir şiir kitabı da yayımlamışsınız. Sizi şiire bağlayan bir tutku olduğu belli. Şunu sormak istiyorum: Yazmak sizin için ne anlama geliyor?
Yazmayı, duygu birikimlerimin dış dünyayla kurduğu bir köprü olarak görmekteyim.

Herkesin edebiyattan, yazardan anladığı farklıdır. Sorum şu: Nilgün Babacan’a göre edebiyat nedir, yazar kimdir?
Edebiyat güzel bakmak, güzel düşünmek ve güzel konuşmaktır. Yazar ise gerek yazarak gerek okuyarak veya gezerek edindiği bilgi ve tecrübe ile anlamlandırdığı hayatın özünü kağıda dökerek dünyanın güzelliklerini geniş kitlelere ulaştırandır.

Kitabınızın her bölümünde insanın temel duygularına dokunan çok özel hikâyeler var. Özellikle ‘Evlatlık’ ve ‘Anne Sevgisi’ bölümleri beni çok etkiledi. Bu öyküleri kaleme alırken sizi en çok duygulandıran an hangisiydi?

Anne sevgisi söz konusu olduğunda, bir annenin evladı için her şeyi göze alabileceğini biliyoruz. Bizler, böyle değerlere sahip bir toplumuz. Ancak hikâyemdeki anne profili, evladına karşı bir miktar ilgisiz davranmıştır. Annelik gerçeğinde bu tür durumların yaşanması ve evladın genç yaşta hüzünle hayatını kaybetmesi beni derinden etkilemiştir. Anne farklı davransaydı ne olurdu? Bilinmez… Evlatlık konusunda ise, yeni yuvasına evlatlık olarak gelen Murat’ın o evde oluşturduğu bütünlük, aile birliğinin güçlenmesi ve kendisine gösterilen güzel davranışlar sayesinde âdeta Allah tarafından ödüllendirilmiş gibi bir durum oluşmuştur. Sonunda da bir başka güzel yuvanın kurulmasına vesile olunmuştur diyebilirim.
Kitabın ismiyle aynı olan ‘Her Şey İnsan İçindi’ bölümü, sanki tüm kitap boyunca işlenen duyguların bir özeti gibi. Sizce bugün insanın en çok ihtiyaç duyduğu değer nedir?
İnsanın ve toplumun en çok ihtiyaç duyduğu değer sevgidir. Sevgisizlik, bir aileyi yok edebileceği gibi toplumu da olumsuz etkiler. Çünkü sevgi; birlik, beraberlik, dostluk ve güven duygularını beraberinde getirir. Bu duygular ise insanın temel duygusal ihtiyaçları arasındadır.

Son sorumda şu: Türk toplumu olarak şairlere ve yazarlara karşı yaklaşımımızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Günümüzde, gelişen teknoloji nedeniyle kitap okuma oranı bir miktar sekteye uğramıştır. Özellikle şiir okuyan kişi sayısı oldukça azalmıştır. Ayrıca, bir okuyucu kitlesi oluşturmak için yıllar boyunca emek vermeniz gerekebilir. Ancak toplumun bu durumun farkında olmadığını düşünüyorum. Bunun bir sonucu olarak, bazı kişiler olumsuz yorumlar yaparak bu işten çok para kazanıldığını zannedebiliyor. Oysa bu, yanlış bir düşüncedir.

Nilgün Hanım, samimi cevaplarınız ve içten paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim. “Her Şey İnsan İçindi” sadece okunacak değil, hissedilecek bir kitap olmuş. Sizi ve kaleminizin sesini daha pek çok eserde duymayı diliyorum. Yeni hikâyelerinizde yeniden buluşmak dileğiyle…

Be the first to comment

Leave a Reply

Your email address will not be published.


*